Diyarbakır’da 9 kişinin öldürüldüğü arazi katliamının baş şüphelisi olarak aranan ve 10 ay sonra yakalanıp tutuklanan Behçet Taş’ın ifadesi ortaya çıktı. Prostat kanseri olduğu için teslim olmadığını söyleyen Taş, “1 yıldır farklı farklı yerlerde kaldım, tarlada kaldım. Aile büyüğüyüm diye beni bu olaylardan sorumlu tutuyorlardı.” dedi.
Diyarbakır’da geçen yıl 15 Haziran günü yaşanan ve 9 kişinin öldürüldüğü arazi anlaşmazlığı katliamının firari baş şüphelisi Behçet Taş, olaydan 10 ay sonra, geçen hafta yakalandı.
İddianamede, baş şüpheli olarak geçen firari Taş’ın Batman’da bulunduğu ihbarı üzerine Diyarbakır ve Batman Jandarma Komutanlığı ekipleri, operasyon düzenledi. Taş, saklandığı adreste yakalandı. İşlemleri sonrası tutuklanan Taş, ifadesinde, arazinin mahkeme kararıyla kendilerine verildiğini ancak karşı tarafın bu karara saygı duymadığını anlattı. Taş, “Bizim tarlaya ektiğimiz ekini yaktılar, jandarmaya durumu ilettik. Jandarma da bize yapılanları bilmektedir. Karşı taraf yüzünden ektiğimiz ekinler gitti, birçok ağır rahatsızlık geçirdim.” dedi.
Olayların büyümemesi için çaba gösterdiğini öne süren Taş, “Barış yanlısıydım. Bana aile reisi olduğumu söylüyorlar ama zaman eski zaman gibi değil; bugün bir evlat dahi babasının arkasından gitmez. Şeyhmus, Nizamettin ve Ahmet A., biçerin yanındaydılar, ben de sigara almak için eve gittim. Sonra tepeye çıktım, bir ateş gördüm. Ancak yaklaşık 2 kilometre uzaktaydım, gençlerin yaptığından benim haberim yoktur. O gençlerin orada böyle şeyler yapacağını bilsem engel olurdum; tepede dumanı gördüm, aniden silah sıkıldı. O esnada köyümüzdeki herkes olay yerine doğru hareketlendi.” şeklinde konuştu.
Olay günü kendisinde silah olmadığını savunan Taş, olayın heyecanıyla bayıldığını iddia etti.
Olaydan sonra teslim olmak istediğini ancak prostat kanseri olduğu için tedavi olmaya gittiğini anlatan Taş, şunları anlattı: “İyileşme sürecindeydim, 1 yıldır farklı farklı yerlerde kaldım, tarlada kaldım. Bizim eski evde kaldım, belki bu süreçte araya birileri girer ve olaylar çözülür diye düşündüm. Aile büyüğüyüm diye beni bu olaylardan sorumlu tutuyorlardı. Bu sebeple kaçak durumda kaldım. Bu süreçte farklı farklı tanıklar tuttular. Prostat kanseri olduğum için gelemedim. Yoksa devletten kaçmıyorum, benim olaylarla bir alakam yoktur.”