İzmir Bergama'da tarih boyunca bölge halkının en çok rağbet ettiği geleneksel mesleklerden biri olan sepetçilik, bölgedeki son ustası Mustafa Pancar (67) tarafından yaşatılmaya çalışılıyor. 7 yaşından beri sepet ören Pancar, mesleğinin yok olmamasını istiyor.
Tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin merkezi olan İzmir'in Bergama ilçesi, binlerce yıldır zengin bir kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Geçmiş yüzyıllarda bölge halkının en çok rağbet ettiği geleneksel mesleklerden biri olan ancak günümüzde yok olmaya yüz tutan sepetçilik, bölgedeki son sepet ustası Mustafa Pancar tarafından yaşatılmaya çalışılıyor.
7 yaşında babasından öğrendiği dede yadigarı sepetçilik mesleğini 60 yıldır sürdüren Pancar, uzun yıllar yaptığı sepetleri seyyar olarak satarak hayatını kazanıyor. Evinin önünde ilmek ilmek sepet örmeye devam eden Pancar, Bergama'nın son ustası olarak mesleğini yaşatmaya çalışıyor.
Sepetçilik mesleğinin kökten geldiğini söyleyen Pancar, dedesinin kağnı sepetleri ve tütün küfeleri yaptığını, sepet yapmayı da babasından öğrendiğini belirterek, "Bu işin başına 7 yaşlarında oturdum hala devam ettiriyorum. Okula hiç gitmedim. Büyüklerim derede akan suya hayıt basarlardı. Küçükken babamın yanına hayıt getirirdim, onlar tütün küfeleri yapardı. Eskiden tütüncülük çok meşhurdu. Tütün küfesi yaparlardı, onlara yardımcı olurken bir şekilde bu mesleği öğrendim" dedi. Hayatı boyunca hiç dükkanı olmadığını dile getiren Pancar, "Destek olan yoktu. Yazın sepet satmaya Dikili, Ayvalık Cunda Adası'na gidiyorduk, şimdi oralara da gidemiyoruz. Oralar pazarımızdı. Sokak sokak satıyorduk" diye konuştu.
Bergama'da hiç usta kalmadığını dile getiren Pancar, "Eskiden sepet ustası çok vardı. Ancak artık ilçede bir ben varım. Öğrenen de yok. Bergama'da halk eğitim merkezinde 10 sene kurs verdim. Öğrettiğim çıraklar var ama bu sanatı yapması için en az 6-7 yıl geçmesi lazım. Hemen, birden olacak bir iş değil. Bu meslek biraz zor. Dağ, bayır gezmek gerekiyor" dedi.
Pancar, "Bu meslek ölmemeli. Poşetler sağlıksız. Sepet doğal, mis gibi kokar. Bu sanat öğretilmeli ama bana hiç destek verilmiyor. Dağa, bayıra gidip söğüt ve hayıt ağaçlarından dalları tek tek kesiyor, sarıyor ve motorla eve getiriyorum. Bir sepet yapmak hemen hemen bir saat sürüyor. Sepet atölyesi olması lazım. İzmir'den gelip, özel olarak bu mesleği öğrenmek isteyenler oldu. Ancak yer olmadığı için ders veremedim" diye konuştu.